Subscribe News Feed Subscribe Comments

fotoğrafsız bir dünya dönmez dersen eğer..

Master homo frigidus bir peyint şaheseri hazırlamış erasmusa gidince fotoğraf çekmeyen insanın dünyanın dengesini bozması temalı. Mis gibi olmuş. Ben diyorsam öyledir. Geçen konuşuyorduk çünkü. Erasmusa gidip fotoğraf çekmeyen insan yok, dünyanın düzeni böyle sağlanıyor işte. Böyle nefes alabiliyoruz aslında. Deklanşöre basılmayan bir gün yok!!!!1!!!11

Buyrunuz peyint şaheseri ahanda renkli.

Diyorsanız ee gidince sen çekmiceksin sanki öee yapıyorsanız, dünyanın dengesi için ben de fotoğraf çekicem mehehehehe.

kedi+bebek primi bekleyen çirkinlere sesleniş

Böyle facebookta bi güruh var..(güruh kelimesini cümle içinde kullandım aman yarebbi ne kadar mutluyum!) Bebek olan yakın akrabaları veya yeğenleriyle olan fotoğraflarını facebook profil fotoğraflarında kullanıyorlar. Özellikle çirkin kızlar oluyor "bebek kozu" nu kullananlar. "çirkinim ama yanımdaki sevimli bok makinası benim çirkinliğimi siler herhalde" diye düşünmekteler. (Şimdi bok makinası deyimine de değineceğim, orada burada bu deyimi çalıp kullanan olursa bu yazı kanıt oluşturacak. Biz bulduk onu olm..)
Bir de kedisiyle fotoğrafını çekip, koyup "ne kadar şirinsin"yorumlarını bekleyen kızlar varsa kolumu yalayıp şraaak diye nah çekmek istiyorum onlara.

Zengin olmak, yalıda oturup tüm gün dışarıyı izlemek ve kapı dinlemekle geçiyorsa,
skerim böyle zenginliği.
Ayrıca kötü karakterler niye hep zengin? Fakir biri çıksa da kötülük planları yapsa? Fakirden de kötü olmaz mı? Tamam röpdoşambr ve viskisi yok ama içinde bi potansiyel varsa kötü olabilir.
Adam yiyecek ekmek bulamıyor fesatlık peşinde mi koşsun?

Son yirmilik dişimi de çektirdikten sonra bi 40 yıl dişçi ve diş sektörüyle ilgili yazı yazmayacağım. Tüm bağlantım koptu diş sektörüyle, o kadar.
Neyse.
Bu hafta ders programımla uğraştım. Danışmanım değiştiği için ve beni tanımadığı için kendi kafasına göre program ayarlamış. Hayır yapmıştım güzel bi program şimdi yabancı dil dersi için taa ebesinin tıp fakültesine gidiyorum. Bi de son günlerde bakkala gider gibi tunalıya gidiyorum. Elalem özen gösterip süslenip falan iniyor tunalıya, ben gayet rahat, eşofmanlı bi biçimde her gün yürüyorum geziyorum buluşuyorum dönüyorum böyle olaylar oluyor. İnsanlar evlerinin uzaklığından dolayı tunalıya inemezken ekmeği gayet tunalıdaki bakkaldan alıyorum. O derece yakınım havasını atarım. Yeni taşındık sayılırız sonuçta. Toplu taşımayı okula giderken hatırladım. Bİ TOPLU TAŞIMA VARDI EVEET diye hatırladım direkt.
Danışmana o kadar sinirliyim ki.. Şuraya ne yazsam boş. Dizlerimin üstüne düşüp nedeeen? diyecektim. Neden programımı bok etme hakkına sahipsiin? diyebilirdim. Yoklama zorunluluğu yok diye kafama göre olan programa devam edeceğim tabi. Uyku düzenimi ayarlayabilmek için sabah 8 buçuğa ders koydum. Çünkü bir dana, bir öküz misali 11 buçuklara kadar uyuyan ben, haftasonu kurs koşuşturmacaları için uyanamayınca, kendimce bir önlem aldım artık.
Bugün babamla kokoreç bira keyfi yaptık. Hava da soğuk değildi raat raat oturduk kıtırın balkonunda. Ben aile fertleriyle zaman geçirmenin hastasıyım. Konuşurken her şeyi paylaşabildiğim için rahat geçiyor zaman. Bazı ailelerde mesafe olur ya hani. Sıkıcılık diz boyu olur o tip ailelerde. Bizde enseye tokat.. falan ldskgj.
Ya başka bi tür yazı yazacaktım ama şu gıcık boş sayfa açılınca noldu ne bitti temalı yazmak istedim. Evet bu kadar, şimdilik baybay beybiler.
Şurası resmen üvey evlat oldu artık, tumblr öz evladım gibi oldu yavaştan ve sinsice tumblr tüm hayatımı kaplayacak gibi.haha.

banu güven'e açık mektup(gibi.)

Kaç zamandır diyordum yazıcam bloga diye üşenmedim yazıyorum, evet:
Şimdi öncelikle haberleri sunarken akıcı bi dil kullanılmıyor tamam? Her kelimenin arasında virgül varmış gibi tonlama yapılıyor. Cümle içinde belirli bir akıcılık yok, biraz daha dikkat lütfen!
Tamam çoğu insan banu güvenin dış görünüşünü beğeniyor olabilir ona hiç bir lafım yok güzel kadın. Ben haber sunmasında bi kaç şey yakaladım buna sinirlendim. Hatasız insan olmaz pekala ama bugün, akşam haberlerini izlerken resmen beyin sarsıntısı geçirdim. Ressmen travma yaşadım.
Uzun bir cümle söyleyecekti her kelime arasında oksijen alma ihtiyacı hissetti valla. 23 nisanda heyecanlı heyecanlı şiir okuyan 2.sınıf cücükleri gibiydi.
Öte yandan bugün uğur dündar türkçeyi düzgün kullanma ödülü almış. Dediklerimi banu güven dikkate alsın ödül ona da gelir.
kib,bye.

*3 gündür kızılay-tunalı-ayrancı yollarını aşındırdım bilog.Her yerde toefl kursu arıyorum.Bi toefl seviye tespitten ötekine koşturuyorum adeta.Genel ingilizce bittiydi şimdi sıra güzide sınavımız toeflı vermekte..İşe giriş amaçlı olsa son sınıfta ağırlık verirdim ancak erasmus üniversitelerinden çoğu sinsi bir şekilde toefl istiyor.Toplu taşıma nedir artık unuttum.Bi yandan yürümekten bıkıp öteki yandan da toplu taşıma zorunluluğum ortadan kalktığı için seviniyorum.
Neyse sınavlara giriyorum aldığım puanlar 60-65 aralığı. Bahsettiğim sinsi erasmus üniversiteleri 90 gibi birşey istiyorlar.

*Bir de bi kaç önceki yazıda bahsettiğim dişçiye gidememe olayım vardı ya, en sonunda üşenmeyip sabahtan dişçiye gittim. Üstteki yirmiliklerimi eylülde çektirmemiştim "daha fazla acı çökömmööeem" diyip dikişlerimi aldırır aldırmaz dişçiden fırlamıştım hatta tunalıya koşmuştum dişçiden daha da uzaklaşmak adına.. Eylülde tedavim yarım kalmıştı.
Benim dişimin ağrımasının nedeni üstteki yirmiliğimin çürümesiymiş.Ben üst 7lik mi ne dediler(dişlerin kodları var da hala çözemedim.) işte oraya kanal tedavisi gerekiyor sanıyordum yokmuş öyle bişey.Ama sinirini delmiş olabilirim demişti dpktor aylardır içim içimi yiyordu, çürük yirmilikmiş bütün olay.
Haftaya da ötekisini çektireceğim onun bi problemi yok ama bana batıyor.Sağdaki üst yirmiliğime içten içe gıcığım.Yanağıma batıyor herhangi bi çürüğü falan yok ama.Bir de sol yanağım yirmiliği çektirince ufaldı gibi.Eğlendim.Aynanın karşısına geçip salak kompleksli kızlar gibi oldum "hımmsss yanağım küçüldüğee 2 gram kaybım var" yapıyorum.

*Onu bunu geçtim de esra erolun ne kadar seviyesiz ve homofobik olduğunu az önce izledim youtubedan. Hadi canım başka programa ne ya, zaten yandaş medya atvde oluyor bu olaylar, beklenir homofobi,dar görüşlülük. Beklerim yani. Yapı olarak basit bi kız esra erol. Hani böyle sokakta görürüz ya apaçilerle çıkarlar basit basit düşünceleri vardır, erkek arkadaşlarının kölesi olurlar, ufak dünyalarında yaşarlar kral tv izlerler falan. Kesin bu bi kaç yıl önce böyleydi ha. Basit işte. Basitliğe sadece böyle bi cümleyle dar bi örnek vermiş oldum. Teyze amca evlendirmekten öteye gidemez ki. Tek esra erol değil yüzlerce böyle insan var. Bi farkına varsa ne kadar gerizekalı fikirlere sahip olduğunun aşağı atlar bence. Farkındalık bambaşka birşey. Nasıl sinirlendiysem artık, ancak öfkelenmek yerine bi yandan da acıyorum. Basit fikirlerle varolmak ve bunun farkında olmamak. Üstüne bi de program sunmak falan. Burası türkiye, her şey olur.

Okulu erken başlayan arkadaşlarıma kendi okulum geç başlayacağı için dert yanınca "senin de yakında açılacak,gidersin" diyorlar.
Sonra geçmişe dönüyorum, anaokulundayken 1.sınıflara "negzel siz okula gidiyorsunuz" dediğim günlere. "senin de seneye başlayacak,gidersin" diyorlardı.
Çok sıkıldım.Eğitim öğretim hayatıma dönmek istiyorum.

maddiyat temalı yazı

Yolda yürürken önüme yavaş bir inişle 1tb lık hard disk düşsün veya 500 lira düşsün.yuvarlak hesap.tek dileğim bu, yoo daha var.bilgisayarım dolup taştı,diğer hard diskimde yer kalmadı, ee daha bir sürü birşey için para biriktiriyorum, ağustosta yapılacak bir sürü aktivite var, reading festivali var, tekrar bi avrupa gezileri düşünülmekte, çanta alacağım kendime, bir de beğendiğim palto yarı fiyatına düşmüş ama elimdeki paranın bi kısmı okul harcına gidecek.

2 ay önce almaya gitmediğim krediye şimdi o kadar ihtiyacım var ki.Yemişim borçlanmayı.Daha ingiltere vizesi var bu işin.

Beceriksiz Bukalemun'a yine nickinden dolayı tepkiliyim. Beceriksiz değil ki.. Elmalı pay yapacağım dedi, evde elmalı paağy diye sürünür oldum. Kendisi elmalı pay yapımına başlayınca yarın beni de arayacak, canlı yayın tarifini alacağım. Bugün işte yine birlikteydik. Herkes ankarada herkes güzel. Eve döndüğümden beri gülmekten yüzüm gerilmiş durumda, eblek bir ifadeyle evin içinde kalakaldım.
Camenta'yla kardeşlerimiz birbirlerine benziyorlar gibi. İkisi de ablalarından bağımsız..Sarı bildiğin bi de. Biz kıskanmayalım kendi kardeşlerimizi de başka napalım yani.Davranışların da bi kısmı benziyor bi de hahah.
Ankara'ya dönüş yolunda otobüste bi apaçi vardı. Benim eşyalarımı koyduğum yere inadına bişeyler sıkıştırmaya çalıştı en sonunda kafasına aldığım şeyler düştü "bakın gördünüz hıh" yaptım. Öfkelendi, burnundan soludu. Onu uyarmıştım. Eşyalarım var orada, kırılabilirler, sıkıştırmayın, diye.
Bir de dönüş yolunun son yirmi dakikasını kayarak geldik. Bildiğin otobüs, eskişehir yolunda bir sağa bir sola kayarak ilerledi. Ölümüm bu sikko yolda olamaz laağn! diye sinirlendim. Sonra efendi efendi aştide inip ankarayıma binip (artık benim ankarayım oldu,yılın en çok ankaray kullananı ödülünü almışım.) kızılaya geçtim.
Kızılayda sabahın altı buçuğunda dizime kadar kara saplandım. Aynı gidiş günü istanbulda havaş servisini beklerken hayvanımsı sağanağa tutulduğum gibi olumsuz hava şartları etkiledi çok. O zaman da cumartesi sabahın 5 buçuğuydu. Lasombra'ya karşı bi empati oluşturdum. Sabah yollara düşmek böyleymiş herhalde diye, dönüş günü onunla da görüştük, o akşam neredeyse taksimde kafa üstü düşüyordum karlanmış kaldırımlardan dolayı. Bir de otobüse binicem diye yanlış sokağa girmişim kayarak yine geri döndüm.
Ne kadar karmaşık bir yazı oldu ya. Olayların belirli bi akış sırası yok. Bugünden başlayıp,bi kaç gün öncesine ve ondan biraz daha öncesine ve bugüne yakın bi güne döndüm. Haah benim de kafam karıştı iyi mi.
İyakşamlar. Küçükken böyle derdim, "iyakşamlar" diye bi kalıp var sanardım.Bak bu da olayların akşını iyice değiştirdi. 16 yıl öncesi falan herhalde.
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB