Subscribe News Feed Subscribe Comments

2010a hazır değilim. 2009a da hazır değildim gerçi. boş anında yakalıyorlar adamı. birdenbire böyle. aniden 1 ocak oluveriyor. 18 gün sonra da bi yaşıma daha giriyorum.

doktorum beni hala lise2 ye gidiyorum sanıyor. "e tabi sistem değişti 2 senen var össye daha, çalışırsın kazanırsın" dedi. "ben üniversite 2.sınıftayım ama" dedim. şaşırdı. "ne ara kazandın" dedi.
ne zaman gelsem dersanen nasıl gidiyor diyor.

panoradaki en üst katta atarilerin olduğu bi yer var ya. resmen çocukluğuma döndürdü beni, bizim zamanımızda atakulede dream land vardı. hoş gerçi aynı şeyleri yaşatmaz ama siz beni oraya sabah bırakın,
akşama alırsınız.

Ben son günlerde bi ilaç kullanıyorum. Aslında güzel etki ediyor iştahımı kesiyor bütün gün yemek yemeden gezebiliyorum ama abartı bir biçimde çikolata, şeker, dondurma istiyorum. Hoş gerçi çikolata aldım ve pakedi açmamla midemin bulanması bir oldu. Yiyemiyorum işte. Garip garip kokular geliyor burnuma yemeklerden.. Hiçbirşey yiyemez oldum.
Yan etkisi daha fena. Baş dönmesinin en üst seviyelerini yaşıyorum. Kafam güzel geziyorum sabahtan akşama kadar. Kafam uyuşuyor bi yandan da gereksiz yere neşeli neşeli gezen somurtamayan bi tip oluyorum. Sanki saf enerjinin yeryüzüne inmiş haliyim bu ilaç yüzünden.
Spor salonundan çıkamıyorum içimdeki enerji bitmiyor böyle devam ederse 6 aya 34 beden bile olabilirim abartmıyorum.

balık kafası

Akvaryum balığı olmak kadar da kötü bi varoluş biçimi yok şu dünyada. Hayatın boyunca kendi bokunun içinde yüzüyorsun, en ufak bi atraksiyonun yok, yaşama alanın über sınırlı, başka akvaryumlar ve çeşitlilik yok falan. Akvaryum balığı olmak sıkıcı olsa gerek diyeceğim ama dünya nüfusunun %86sı (küsüratlı sayı veriyorum ki salladığım anlaşılmasın.) balık tipi hayat yaşıyor bence. Akvaryumun dışında birşeyler görüyor o kadar. Uu bayağı dramatik oldu balıktan nereye geldim, bitireyim.

chipstix!

ankarada dün chipstix satılan bi yer buldum. nasıl hüzünlendim anlatamam. gittim aldım yedim. ankarada keşke satan bi yer olsa diye düşünürken karşıma çıktı.
chipstix negzel şeysin sen.

birdenbire beliren mim

finduilas beni mimlemiş. 7 soru varmış o halde işte cevaplar:

1 - Kullandığınız parfüm markası?
İki parfüm kullanıyorum. body shop- japanese cherry blossom ve elizabeth arden- sunflowers

2 - En son okuduğunuz ya da okumakta olduğunuz kitap?
Altan Öymen-Öfkeli Yıllar

3 - En son izlediğiniz film?
Capitalism: A Love Story

4 - Okumaktan zevk aldığınız kitap türü?
Fantastik kurgu, tarihsel, gerilim/korku. (aha aha aha finduilastan aldım hiç değiştirmeden yapıştırdım.çünkü aynı.)

5 - Vazgeçemediğiniz, beğendiğiniz giyim markanız?
Topshop vardı ankarada kapandı, şimdi donla geziyorum ldskgj..onun dışında marka takıntım yok.güzel bişey varsa mağazalarda marka ayırt etmeksizin alıyorum. Ayrıca inditeks ürünlerine kızgınım (zara, stradivarius, bershka, pull and bear) kalıpları çok küçük yapıyorlar. medium giyen insan large giyiyor mesela. ispanyollar zayıf diye biz de öyle olmak zorunda değiliz. kalıpları biraz büyük yapsınlar, daha da alırım.

6 - Saç renginiz?
aslen kumral, şimdi sarı. bi kaç aya nolcak belli değil.

7 - Göz renginiz?
kahverengi

now, that's the sarcasm.

"ay ben insanlarla kaynaşmayı beceremem önce sen tanış sonra ben bi bakarım tanıştır beni onlarla" , "ay ben çok asosyalim kesinlikle konuşmam insanlarla yapamam bıkbıkbık.." diye başımın etini yiyen ya da "başkası benim yerime başlasın değişik/farklı olaylara sonra ben bi göz atayım" kafası yaşayan über cesur kişinin, gidip de liderlik ve girişimcilik semineri etkinliğine katılıyor durumda olduğunu görmem falan..

bunun insanlık dışı olduğunu hala düşünüyor musunuz?

dün televizyonda bu reklama denk geldiğimde neredeyse ağlatıyordu bu reklam beni.en hassas olduğum konulardan biri hayvan hakları,savunmasız sokak hayvanları..keşke daha çok duyarlı insan olabilse..


- click here

biz herşeyi açık açık paylaşırız temalı blog yazısı

inatcı hardal :
*nabır
ismini verip de şimdi rencide etmeyeyim :
*iilik senden nabır
*ben bi sıçıp gelem ya
inatcı hardal :
*ldsjg

Bir gripten diğerine koşuyorum. geçen ay da griptim şimdi de gribim. sanırım dünyada ard arda tek grip geçiren insan benim. bu sefer burnum fazla tıkalı, tat ve koku alamıyorum. Ketçap da aynı dertleri yaşadığı için tat ve koku alamayanlar dayanışma toplantısı gibi bi hava oldu geçen gün sıtarbaksta, çok hüzünlendim bilög. kahve içiyordum "bak sadece tadını hatırlamaya çalış" dedi o an kendimizi koyverip ağladık ühühühüh adaletin bu mu dünyaağ diye. Yoo öyle bişey yapmadık tabi. Sadece ketçapın çektiği acının aynısını çekince emeğe saygı +rep dedim kendimce. Bir de tat ve koku alma en önemli duyular bence. 2 gündür yemek yiyemiyorum tat alamadığım için. Süzüldüm resmen. Yediklerimin önemi kalmıyor. Çorba ya da çay fark etmiyor şu durumda. İkisi de sıcak içecek. Annem benim hayatım boyunca tat alamamamı istiyor çünkü 2 günde 2 kilo verebildim, müthişim.
Tatili de yedik işte arkadaş buluşmalarıyla, manita buluşmasıyla, akraba ziyaretleriyle. Eski bayramlarda öyle miydi vizeler bayram sonrasına gelirdi bayramda ders çalışırdım ben.
Bi de tat almaya başlayınca beceriksiz bukalemunlarda hazırlanan eppek gibi omletin aynısını yapıcam.nesi beceriksizse.yetenekli.bezelye falan da yapmasını biliyor beceriksiz olduğuna bakmayın. gerçi o gün iki tür omlet yapmayı öğrendim. iki ayrı arkadaştan iki ayrı omlet tarifi aldım. biri v for vendettadaki gibin. öteki iste karbonatlı unlu eppek gibi olanı. ekmeğe eppek diyoruz çünkü Aytek var. civcive tam ekmek atıyor.öyle anne babadan da aytek olması üzücü.
cnbcetv nin ard arda aynı tweetleri yollamasına uyuz oluyorum. bi de çok reklam yapıyorlar "e takip etmeyi bırak" diyenler olabilir, hangi filmler var onu söylüyorlar o zaman iyi,o zaman yararlı.
aylar sonra az da olsa uzun birşeyler yazabilmenin mutluluğunu yaşıyorum.
hayat güzel, mis. mis derken tabi koku alamıyoruz. hıhı.
herşeyden bahsettiğime göre gidiyorum.
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB