Subscribe News Feed Subscribe Comments

Yaz geldiğine göre..

Son günlerde havalar gittikçe ısındı, aynı zamanda finallerim olduğu için çılgına dönen ben dün kendimi sokaklara dışarılara vurdum (iradesizliğin en güzel örneği diyeceksiniz ama durun! önceden hayvan gibi çalışmıştım kehkeh.) sonra şu ılık yaz esintisi diye bir bok var, insanı müptelası yapıyor böyle efil efil bir esinti, yürüyüp müzik dinlerken bu yazıyı yazma isteğim uyandı. Daha yeni yazabiliyorum gerçi.
Sizi yol arkadaşım olan grupla tanıştıracağım. Bonobo. Belki daha önceden yazmış olabilirim eski yazılara bakmaya o kadar üşeniyorum ki. Haftaya finaller bitince yola çıkacağım arkadaşımla tatil yapmaya gideceğim ve yine Bonobo'yu dinliyor olacağım. Tüm yol öyle iyi gidiyor ki hayat da zaten bir yol değil mi dlkfj diye saçmalayacağım şimdi..Çünkü 4 mevsim dinlenir. Rahat dinlenir.
Par exemple
(tıkıtık.)

Hadi sağlıcakla. Öptüms.

biten proceden sonra hardalın geri dönüşü

Sonunda beklenen oldu. Projem bitti, sunumu da yaptık evlere dağıldık, bu kadar yorucu olacağını hiç düşünmemiştim son güne kadar. Son gün telaşı bambaşka. Haftasonu proje üstünde çalışmaktan çok saçımı boyadım, internet sansürüne karşı olan eyleme katıldım, arkadaşlarımla vakit geçirdim ancak sunuma son 1 gün kala eve gelip bilgisayarı açıp tamamlanmamış projeye baktığım zaman yumurtanın kapıya dayandığını henüz anlamıştım.
Bu kadar bıkbık yeter bu konu hakkında, procem bitti işte. Okulum böyle şeyleri az verdiği için şimdi sırada erasmusta bize verilecek proce ödevleri ve sunumlar olacak muhtemelen gittiğimde bunlar hakkında bol bol yakınacağım.
Projeye proce demeyi çok seviyorum. Aklıma ilkokulda okuduğum zihni sinir'in proceleri adlı kitap geliyor.
Son haftalarda ise, yanım yanım tutuştuğum adam için bırakın derslere girmeyi, kendime faydalı birşey yapmaz olmuştum. Çoğunlukla kendisi yüzünden gittiğim, buz gibi geçen konserlerde en sonuncusunda şifayı kapıp yataklara düşüp üstüne bir de hastanelik olunca aklım geç de olsa başıma geldi.(yani birden çok konser ama çoğu konsere aslında skseler gitmezdim o soğukta. sırf o var diye koştura koştura gtüme roket takılmış gibi gittim tabiri caizse.) Dostlarımın da bu konuda dikkatli olmam gerektiğini söylemeleriyle birlikte, gelip geçici heveslerimin çok tatlı ağzıma sıçtığını farkettim. Ama o tutuşmaların ağzıma sıçması bambaşka. O hisse bağlılık fena işte. Karşılığı da olunca mis.
Duygularım mantığımla her zaman dövüş halindeler. Bir gün diğeri galip gelse ötekisi başka bir gün galip geliyor. Ancak çoğunlukla duygularım öne çıkıyor. Neyse biraz kendime geldim ve şunu düşündüm "lan hardal kendine gel, sağlığından oldun, notlarından da olacaksın bu gidişle bu adam yüzünden" diyerek başladım ders çalışmaya. Zor tutuyorum kendimi, istesem her gün görüşürüm ama yükseltmem gereken bir ortalamam var. Master hayallerim var. Sırf bu adam yüzünden finallerim boka sarsın hiç istemiyorum. Buraya yazınca sakinleşiyorum, elimi telefondan çekebiliyorum ve "ders çalışıyorum grşrz baay" diye mesajı atıp kaçabiliyorum.. Bakalım. Ne kadar dayanabilicem göreceğiz. Kararlılığımdan ödün vermemem gerekiyor...

Yine bu boş sayfaya gelince yazacağımı unuttum. Müzik dinlerken aklıma milyon tane şey gelmişti oysa ki.
Teknolojik aletler için kendimi "Yaa ben teknolojik aletleri bozulana kadar kullanan bir insanım bozulsun öyle yenisini alırım" diye arkadaşıma anlatırken, ertesi gün telefonuma mesajlar gelmemeye, telefonum ise mesajlarımı iletmemeye başladı. Şaka gibiydi, hatta havaya bakıp "benimle dalga mı geçiyorsun evren? ühüh" diye isyanlara başlayabilirdim zira yeni telefondan önce almam gereken bir sürü teknolojik alet ihtiyacım var. Mesela emektar laptopum. Kendisi adeta evcil, sunum için okula götürürken belimi sakatlamıştım o kadar ağır geliyor kendisi bana. Evden çıkarmayı pek tercih etmiyorum o yüzden netbook almayı planlıyordum ta ki yeni telefon ihtiyacım ortaya çıkana kadar.. Bozulan telefonum geçen hafta geç kalacağım bir buluşmaya mal oldu.(geç kalmaktan nefret ederim.) "kızım sana 500 tane mesaj attık çık evden hadi yanımıza gel" araması yapılmasaydı daha ben evde kıç üstü oturuyor olacaktım herhalde. Az önce ise sabah arkadaşımın attığı mesaj bana yeni ulaştı. Neyse ki mühim bir şey değilmiş.
Bu kadar yakınmam üzerine düzgün bir telefon satın almam gerekiyor..

burada yazar kendi kendine konuşuyor

Kol gibi projem var afedersiniz. Projeye bağlı olarak sunum tarihim de 6 gün sonra ve daha bir gram başlamadım. Belamı arıyorum, bir kaç gecedir artık işin ciddiyetini bildiğim halde gezmenin bokunu çıkardım. Son yaptığım şey ise soğuk havada mayfeste katılmak akabinde üşütüp sümük seline boğulmamla son buldu. Ha doydum mu yok datmin olamadım genşler. Projeyi tamamlamama inadım yüzünden yine dışarı çıktım. O proje tamamlanmayacak diyordum ki az önce başladım...
Başladım derken bloga bakayım aa yazayım yie dedim ve yine koptum.
Ben bu hayatta içgüdüsel inadm yüzünden çoğu şeyi kaybetmişimdir. Hah bu proje de öyle götüme girecek.
Öteki inat meseleleri çok karışık. İstiyorum ki ben onun peşinden koşayım. Sen koşma peşimden, sürüneyim. Sürünenlerin tanrıçası olayım. Ruh hastası gibi acı çekmeye, çabalamaya bayılıyorum.
Son hallerim adeta karlar kraliçesiydi. Eğer bu inadımı kırmazsam bu sefer net sıçıyorum.
Bunun dışındaa bir düşüneyim birşeyler daha yazayım..
Erasmus için büyükelçilikten kokteyl davetiyesi geldi.. Erasmus cephesinde durum budur. Avrupalardan posta bekliyorum kabul mektubum gelsin de vizeye başvurayım diye. O kadar heyecanlıyım ki gideceğim şehirle ilgili binbir türlü plan yaptım. Ağdacı bile buldum mesela. Gideceğim aklıma geldikçe salak salak sırıtıyorum. (behzat ç. gibi sırıtma lan! tepkisi alabilirim aslında etraftan, şimdi düşününce haha.)

Sanırım şimdilik bu kadar, o proje biterse buraya yazıyorum, kendime şaşıracağım.
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB