Subscribe News Feed Subscribe Comments

aslında bu bir tivit idi..

Kimi insanlar arkadaşlarıyla buluşmak için derslere girmezler ama gelin görün ki öyle iyi arkadaşlarım var ki buluşacağız diye fazladan, o gün girmeyeceğim derse girdim. kendisi 1.5 saat sonra gelicem, gez istersen etrafta felan, demişti, gittim derse girdim. hatta o sayede bu haftaiçi bir günümü tatile dönüştürmüş oldum. sizin böyle arkadaşlarınız var mı? hımm?

Bence asıl korkmamız gereken insan türlerinden biri ise şu; sınav haftası okula rahat geliyorum ayağına okula altında eşofman altıyla gelip üstüne kokoş simli gömlekler geçirip 5 kilo makyaj yapan kız.fakültedeki kızların 10da 7si böyle bizde.eşofmanın sahip olduğu o rahatlık sembolünün içine edip bir tarz malzemesi haline getirmeleri beni çok sinirlendiriyor.sınav zamanı ya, sabahlamışsın ölmüşsün artık bir de yüzündeki makyaja 1 saat ayırıp gelmişsin.ben sütyen giymeye üşendiğim için okula sınav haftası sütyensiz bile geldiğim oluyor sınavdan önce anca uyanıp geliyorum, karıdaki özene bak.
tamam, bugünki sinirlenme seansımı da tamamladım.ayrıca yaşasın memelerin özgürlüğü.

I just wanna let it go for the night, that would be the best therapy for me.

Bilogcüm, bir kaç gündür yoktum. Ankara'ya yeni döndüm. Gerçi seni pek sallamıyordum üvey evladım olduğun için. Demek ki benden iyi üvey anne olmaz.
Herneyse, İstanbul'daydım. Çok güzel vakit geçirdim, bir daha gideceğim yakın zamanda doyamadım gezmeye. Bir de ketçap sayesinde istanbulda artık yol yordam bilir oldum.(her yolu her istikameti değil lan!)
Şimdi olayları taa baştan anlatmaya çok üşendim.Olayları kronolojik sıralamayla anlatmıyorum bu arada, karışık yazıyorum buyrunuz:
David Guetta konserine gittik, canlı canlı izleyin bu adamı.Aypoddaki gibi durmuyor öyle, iyi coşturdu. Ekrandan geçen yazılara örnek vereyim "Gürültü istiyoruz" sonra "Istanbul Rocks" yazıyordu :D Gece 3te sona erdi, gayet iyiydi ancak bir kaç şarkısını çalmadı. Konser kitlesi arasında -yani yüzde olarak hesaplasak ve küsüratlı bir sayı vereyim ki salladığım anlaşılmasın- %43lük bir bölümü apaçi diye tanımladığımız garip yaratık topluluğu yer edinmişti. Şarkıların sözlerini ezbere söylüyoruz diye bize garipseyen apaçiler bile oldu "bunlar ne söylüyo laaa" diyorlardı hatta. Neyse ki o topluluğun bulunduğu bölümden önlere ilerleyerek kurtulduk.Konserden aldığım ders: bir daha asla ağır bir çantayla konserlere gitmemek olacak.Montu üstüne koyunca daha da acılı oluyor.Ankara'ya vardığımda baktım ki çantanın kayışının geçtiği yerler omzum sırtım falan hep kıpkırmızı olmuş.
Benim için konser sezonu açılmıştır artık.
İstanbul sürecinde daha bir sürü yer gezdim.Bebek starbucks mesela.Denize karşı kahvelerimizi yudumladık,sohbet ettik fıtıraflar çektik.
Dönüşte beşiktaşa gitmek için otobüse binecektik, ilk bi otobüs geldi kalabalık ama nasıl anlatsam yani aşırı kalabalıktı. Göt göte gitmek teriminin ötesinde bir şey.Ben de ankaradan geldiğimi "bir sonraki otobüs bomboş gelir yeaa" diyerek kanıtladım, nah geliyormuş.Ankarada mesela çankaya otobüsleri hayvanlamasına kalabalık gelirse "bir sonrakine binilir yiee" diyip 10 dakika bekleyip gelen otobüsler bomboş oluyorlar diye alışmışım oysa ki,diğer gelen otobüs tam bir hayalkırıklığı oldu.Bu sefer de o otobüsün şöförü söyledi "arkadan boş otobüs geliyor ona binin" diye. Gittik, daha az bi kalabalık vardı. Her zaman böyleymiş istanbul otobüsleri,bir sonraki bomboş yiee olayı yokmuş. İstanbullulara ayrı saygı duydum o an, hatta ketçapla konuşurken de "size saygım büyük RİSPEKT." falan dedim, ben oturacak yer bulamayınca otobüse binmiyordum ankaraya dönüp, bu sabahtan itibaren efendi efendi kalabalık otobüslere binmeye başladım.
Sonra metrodaki kadına gıcık oldum bunu da anlatmadan geçemem "4.levent" diyor mesela "four levent" diyor sonra.hadi four'a sinir oldum,levent'e levınt demesi ne ya? Cidden. Türkçe bi isim sonuçta neden yabancılaştırıyorsun ki, ne gerek var?
ÖSS sabahı (adı değişmiş yeni adı ne hiç bir fikrim yok) adaylar itüye gelmişler çimenleri yolduklarını öğrendik. Şans getirsinler diyeymiş. Ceplerine koymuşlar falan. Sınav salonuna girmeden önce dışarda adaylara denk gelseydim sinir etme planlarım vardı "çim yolmakla olmaz onlar,adam gibi çalışacaksın zhehehe" diyecektim.Çünkü ben de ilk öss'me odtü elektronik mühendisliğinde girmiştim çalışmazsam bi bok olmuyor çim yolduğunla,çimleri cebine attığınla kalıyorsun olay o.
Konser dönüşü twitter muhabbetimiz oldu arkadaşlarla bunu paylaşmadan geçemeyeceğim, blackberry'miz veya iPhone'umuz olmadığı için zamanında tivitleyen insanlar değildik biz dört genç olarak. Takside bi tivit muhabbeti döndü. Mesela bizde klasik düz cep telefonları olduğu için konser sırasında hemen tivit atamadık ayfonu olanlar gibi "şu an konserdeeee veee çokkkk mutluuuu :))))))" böyle harfleri uzata uzata bi tivit bile yazamadık. Eve dönmeyi bekledik twittera girmek için. Ben istanbuldaydım mesela, bilgisayarımın başına geçmeden tivite dair herhangi bir eylem gerçekleştiremedim. Ancak adam gibi internete giren bi telefonum olsaydı, her olayı anı anına tivitlerdim "kenkesiyleeeee geziyoooo :)))))"(böyle harfleri uzata uzata yazmak acaba bu insanlara ne kazandırıyor hep merak etmişimdir.) Yok işte yazamıyoruz, fakirlik. İnterneti olan bir yere gitmek gerek mutlaka.
Bir de yazının başında dediğim gibi hafiften de olsa yol yordam biliyorum. Kışın lasombrayla buluşurken ben yoldayken nerede olduğumu tarif edememiştim tam olarak, o benim nerede olduğumu anlamıştı "mecidiyeköydesin yie sen" demişti mesela, artık böyle semtleri söyleyebilirim ama sadece bir kaç tanesini. O bile bişey sayılır benim için. Nasıl olsa %90 lık bir ihtimalle istanbulda iş bulacağım için şimdiden öğrenmem gerekiyor.
Halen vizelerim devam etmekte ve otobüs yolculuğunda ders çalışmak çok zevkli. Ankaradan İzmit'te denizin gözükmeye başladığı yere kadar ders çalıştım, özet bile çıkardım. Hemen deniz ilgimi çekti küçük bir taşradan geliyorum ya hemen böyle bi gözlerim parladı. Hatta bugün, otobüste çalıştığım sınava girdim 95 gibi birşey bekliyorum. (yeah, suck it bitch!) Demek ki benim çalışma yerim kendi odam veya kütüphane değil, şehirlerarası otobüsmüş. Bahanem burada. Annemle babam niye ortalaman 3.5 değil derlerse az seyahat ediyorum zhezhezhe diyebilirim.
Ya daha neler oldu ki aklıma getirmeye çalışıyorum. Gelirse anlatıcam, söz. Şimdilik bu yorgunlukla ancak bu kadar. Sanırıme bi kaç gün daha yokum ben, vizelerim bitecek, dışarıya çıkacağım ve sanıyorum ki yine bilgisayarımın yüzüne pek bakamayacağım. Hoşçakal bilögüm.

ben bi bok yedim yine. iyi bok sanırım bu. kasa aldım kendime bilgisayar kasası. of ama nasıl özellikleri yani işte daha yeni açtım. ekran kartıyla sevişmeye başlayacağım az sonra. anakarta falan dalacağım direkt. elektroniğe aşık olan bi manyak benim sanırım.
oyunları da doldurdum ama gelin görün ki önümde 8 vize var. bir de istanbula gidiyorum. yani dersle alakam yok gibi. ortalamam düşük olunca da bilimum sevenlerimi arayıp (bu şikayetlerim konusunda onlara sabırlar diliyorum.) "huaaeeağ vizedeen sıçtıaam" diye şikayet ediyorum. Tabi sıçarım. önce bilgisayar alayım öküzlemesine oyun oynayayım. ardından da istanbula gideyim.
neyse bu sefer vizelere çalışmaya 1 ay öncesinden başlamıştım gerçi pişman olacağım bir durum olduğunu düşünmüyorum.Size kasamı anlatacağım ilerki yazılarımda oyun tanıtırım belki boş zamanım olunca ama şu an kasaya fiziksel temaslarda bulunuyorum "cağnıım yivruşuum" diye sarılıyorum. özelliklerini de ben seçtim. gittim pcnet chip ot bok dergilerini okudum idealimdeki kasayı yazdım felan. hani o yüzden. hazır gelmedi öyle bana bu bilgisayar.emeğe saygı, araştırmaya saygı.
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB