Subscribe News Feed Subscribe Comments

havaların giderek ısınmaya başladığı,derslerin ve çoğu dizilerin sezonlarının bittiği bir haftadan merebe.
stresliyim yine.yeniden.vize ve final dönemi kendini gösteren bir stres hali; ellerin titremesi, yüzde kaşıntı, kabarıklık (sivilce demiyorum, dermatolog bile açıklayamadı sorunumu bir sonraki adım dr.house a gözükmek. gerçek olsa tanı koyabilirdi. neyse.) geçen hafta gossip girlü izledim ve neye sinirlendim biliyor musunuz? serena ve blair kafa dağıtmak atında çottadanak parise gittiler. lan ben parise gitmek için 6 ay önceden hazırlık yapmıştım. kahrolsun fakirlik. finallerim bitince ben de kafa dağıtma ve konser için ancak istanbula gidebiliyorum işte. benim de olayım bu. hani "arkadaşları topladım romaya gidiyoruz 2 saate yaee" yapamıyorum. ileride belki bi gün olur umarım. 3 ay önceden olabiliyor en fazla "gidiyoruz!" diyince aylarca biriktirdiğim paralarla o iş oluyor. neyse bak uzattım lafı. bu sezon finaline işte 1 haftadır takığım.
bu arada losttan hiç mi hiç bahsetmeyelim. çünkü daha 6.sezonu izlemedim. yaz tatilinde tüm sezonu 2 günde bitirmek daha tatlı bence.
en yakın dostumun bana dediği gibi: "bu hafta ve haftaya hava bok gibi olsun da insanlar dışarı çıkamasın, buluşmalar olmasın biz de kırıp dizimizi ders çalışalım." en çok bunu istiyorum. bugün hava kapadı, bi yağmur yağdı dünyalar benim oldu. bir süreliğine böyleyim yolda mosmor yanaklarını kaşıyan bir kız görürseniz o benim. stresten sinirden onlar. 8 final üst üste gelince insan, beynini kafasından çıkarıp kemiresi geliyor. ankaraya gelecek arkadaşlarıma da havadan bahsederken bayağı bi küfrediyorum hava için: "anla işte yaee en nefret ettiğim hava biçimi böyle genellikle kapalı allah belasını versin o havanın,bulutu sikeyim..." öyle sözler sıraladım ki hava durumu için, zor sustum. şimdilik benim yararıma gerçi kötü devam etsin de dışarı çıkamayım. ben sınav zamanı dışarı çıkınca annemlere "hava güzel akşama dönerim" dediğimde annem veya babam -ilk kim duyduysa dışarı çıktığımı- "beni bu güzel havalar mahvetti.." diye başlıyorlar orhan veli'nin şiirini okumaya.
hadi bakalım finaller bitene kadar ortalarda pek yokum.akıl sağlığımı yitirmeden ders çalışıyor olacağım.au revoir.

doktorumun arayıp tahlil sonuçlarımı bildirmesiyle benim olduğum yerde oynamam (otobüs durağı) bir oldu. artık o sikimsonik ilaçlardan almayacağım, kan şekerim normale dönmüş. eve dönerken hemen koştum markete kola aldım. hiç uslanmayacağım biliyorum ama kutlama amacıyla işte kehkeh. hayat güzel, iyi hoş. kalan ilaçları çöpe attım oh.mis.

Buluşma mı? Buluşma ne arar la pazarda?

Şimdi diyorum ki pazar günleri sokağa çıkma yasağı konulsun. Pazar günleri benim için kutsal gündür. Pazar günü yeterince dinlenirsem; pazartesi,salı ve çarşambaya enerji biriktiririm. Perşembe,cuma ve cumartesiye nooldu? derseniz işte çarşambaları perşembeye enerjim birikir, cuma ve cumartesiye her zaman bir köşeye ayrılmış enerjim vardır.
Bak ama şimdi noldu? Pazarları buluşma diye bir şey olmamalı. Dil kursları pazar günleri ders vermemeli. Pazarları uyunur. Pazarları haftaiçine yetiştirilmesi gereken ödevler, sunumlar sonlandırılır. Şu an beynimi kafamdan çıkardım onu kemiriyorum bilög. Sinirliyim.
Devlet başkanı olsam, pazar günü olağanüstü hal olsa bakanlar kurulu toplansa gitmem. Çünkü pazar öyle bi gün ki düşünün, telefonunuzu içerde şarjda bırakırsınız ya, dinlenir, siz tv izlersiniz, işlerinizle uğraşırsınız bilgisayarda. O telefondaki rahatlığı düşünün bir süre şarjda ve kimse kullanmıyor 1 saatliğine. İştee öyle bişeey.Yatıyor bi rahatlığı var. Benim de pazarlarım öyle. Alışverişe gidiliyor deseler bile skime kadar.. derim. Neyse henüz daha gün bitmedi göt yaymaya devam o halde!
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB