Subscribe News Feed Subscribe Comments

haftasonu yapılan türkiye-rusya maçında tayyip geldiği için ukraynalı dansçıların arada dansetmelerine izin verilmemiş.açık olduğu içinmiş falanmış filanmış..dansçılar şaşırmışlar hatta "biz hiç bir ülkede bir başbakan yüzünden dansımızın iptal edildiğini görmedik" diye.alın işte nasıl bi zihniyet var görün.milyon tane "baştaki zihniyete bakın" örneğine bir yenisi de budur.

bu böyle olmayacak,anlatmazsam ölürüm

Şimdi twitterda bol bol bahsettim bizim kapıcının çocukları hakkında.sabah ezanıyla birlikte dışarı fırlıyorlar bu bebeler. Ee sen de küçükken böyle dışarı çıkardın derseniz sabah ezanıyla fırlamazdım herhalde sabah 11 gibi anca,öncesinde çizgi film izlerdim,kitap okurdum (hani kitap okurdum diyim ki parlak çocuk olduğum anlaşılsın.) Bol gürültü yüklü çocuklar bunlar. Zaten sabah olunca tatil rehavetinden anca uyuyan ben ya da gece eve 3 gibi dönüp anca uykuya dalan ben,sabahın 6sında bahçeden sesler duyunca nevrim döner oldu. Hatta bir gün en sonunda dayanamayıp "uyutmadınız lan! bu da kafa!" diye pijamayla çıktım balkona bağırdım saç baş dağılmış cadı gibi bi tiplemeyle.
Böyle olsun istemezdim bırakayım çocuklar çocukluklarını yaşasınlar da abartıya kaçınca boku çıkıyor gürültünün, çocuk kavgasının, bıkbıkının.
Olayları şuraya aktarmamın nedeni ise bugün gördüğüm kedi vakası oldu. 15 gündür kedi kedi diye bağıran bu veletlerin benim beslediğim kedilere ulaşamayacaklarını düşünüyordum, yavruları vardı ulaşsalar hoş olmayan mıncırma durumları meydana gelirdi. Beklediğim an oldu ve bahçedeki kedilerden birinin yavrusunu kaçırmışlar. Katıksız beyinsizler.
Eve almışlar ilk (bahçede konuşulanları dinledim yukardan) sonra anneleri izin vermemiş,ufacık yavrucağı dışarı atmışlar şimdi de anne kabullenmiyor zaten. Tek başına sefil kaldı yavru kedi. Mama falan koyuyorum yiyor da balkondan bi baktım bugün almışlar yavruyu sıkıştırıyorlar. Kapıcının bebelerinin annelerinin yanlarında olduğunu bilmiyordum çıktım balkona "laaağn! ellemeyin o kediyi, alıştırmayın insanlara! kötü davrananı da var rahat bırakığeaan!" diye çığırdım resmen. Anneleri o sırada yukarı bakınca "ehm iyi günleer." yapıp içeri kaçtım. Neyse ki kediyi bıraktılar,anneleri "ablanız haklı" dedi. Abla haklı beyler.
Aşağıdan yine sesler duyuyorum tabi mesela artık sabah ezanından önce dışarı fırlıyorlar. Sahurla birlikte hem de. 24 saat süren bir gürültü, bir kafa becerme vakası var benim için eğer evdeysem. Evde olma süremi minimuma indiriyorum artık. Ne kadar dışarıdaysam o kadar iyi. Denk gelince de böyle uyuz olduğum durumlar ortaya çıkıyor. Şu satırları yazarken bile aşağıdaki yavru kediyi sıkıştırıyorlar net duyuluyor yani.
Bir ara kredi çekmeyi bile düşündüm bebeler yaz spor okuluna gitsinler de kafa dinleyeyim diye ama hayır o kadar da değil. Geçen sene ne güzel köye gitmişti bu bebeler. Tekrarını dilerim okby.

kızarıklık önleyen krem kullandığım halde kozmetik mağazasındaki kadının bana ısrarla allık satmaya çalışması kadar gereksiz bi efor görmedim ben.boşuna enerji harcadı kadın yazık.
ayrıca sıcaktan uyuyamıyorum şanslıysam 2 veya 3 saat uyuyorum gerisi kitap okumakla uyumaya çalışmakla geçiyor.

Başkalarının bazı seviyesiz halleri çok gözüme batıyor son günlerde. Tahammül sınırım düşük olduğundan bir tanesini paylaşmak istiyorum, essay konusu verildi bize "ülkemizde gay evlilikleri olmalı mıdır" konulu. neyse, sınıftakiler gay sözcüğünü duyunca bi kıkırdadılar. Yahu gerizekalı, gülünecek ne var anlamadım, gelmişsin 30 yaşında hala sikimsonik ingilizce konuşuyorsun toefl'ı verememişsin daha mba'e başvuracaksın, bu kafayla bu işlere girişeceksen hiç girişme daha adam olamamışsın demek istiyorum. Konu hakkında 15 dakika konuştuk, 10 kişilik sınıfın 7si(sınıfın en küçüğü benim bu arada herkes 27 yaş üzeri.) mal mal gülüyorlar, düşünün bi de kaç yaşına gelmişler. Hani biraz oturaklı ol bari adam sanalım sizi, ağır takılın da.. O da yok ekiekieki diye 15 dakika güldüler. O beyinsizlerin dışındaki ben ve geri kalanlar mantıklı açıklamalarla konuşuyorduk, diğerleri aptalca kıkırdamaktan öteye gidemediler. İyisi mi canlarım siz hiç kursa bile gelmeyin bence beyin yaşı 5te kalmış. net 5 yani. Bari sussaydınız da sizi adam sansaydık. Of bi de evliler falan çocuklarını da bu kafayla yetiştirecekler yuh ya.

termometre az önce 43 dereceyi gösterdi.

Götümüzün tutuştuğu sıcak günden alevli meyve tabağı tadında merhaba. Beynim tam erimeden birşeyler pisleyebilirsem buraya ne güzel olur. Şimdi mesela çıkıp spora gitmem gerek, her gün yaptığım gibi ama aklı olan bu havada dışarı çıkmaz. Hele benim gibi über-hassas biri hiç çıkmamalı. Güneş alerjim deseniz var, güneş gözlüğü takmama rağmen güneşe çıktığım anda gözlerim akmaya başlıyor yüzüm kıpkırmızı oluyor garip tepkiler gösteriyor cildim güneşe karşı. Dışarı çıkacağım zaman isterse kış olsun güneş varsa 50 faktörlük güneş kremi sürüyorum. Hoş gerçi deniz/havuz kenarında fazla işe yaramıyor.
En azından bugün gittiğim spor salonunun açık havuzuna gitmeyi düşündüm. İstemek başarmanın yarısıdır derler ya. Engelleyen faktörler var ama. Cumartesi pazarları açık havuz bölümü ana baba günü oluyor bu bir. İkincisi ise zengin-kokoş teyzelerin popülasyonu haftasonu cumadan itibaren açık havuz bölümünde fazlasıyla artıyor. En çok korktuğum ise bu teyzeler. Elmas kolyeleriyle kavrulurlarken havuz kenarındaki kızlara bakıp onları çekiştiriyorlar. Baya bi şahit oldum buna. Bi kız geçiyor mesela"Gördün mü bacakları çarpık" ben geçerken "bizim gençliğimizde bu kadar kilolu muyduk?" E duyuyorum ama?! Sizin zamanınız derken buz devri falan olmayasın diye kükreyecektim az kalsın. Götüm büyük lan ne var. İleride çocuğuma "ben gençken 48 kiloydum" demicem. Umrumda da değil. Ama sırf bu bağıra bağıra dedikodu yapan teyzeler yüzünden haftasonu hiç gidesim yok havuza.Yüzerken bile eleştiri yapan enteresan varlıklar. Acaba yaşlanınca ben de mi böyle mala bağlicam merak ediyorum.
Gerçi pekala kalabalık bir yandan. O açık havuz çiş havuzuna dönüyor kolluklu bebeler girdikçe oraya. En güzel haftaiçi gitmek sakin, bomboş oluyor,havuz da temiz oluyor, kendi halinde üyeler geliyor öyle dedikodusuz dırdır etmeyen.
İşte şu an gidemediğim için dert yanıyorum buraya. Çünkü biliyorum çok kalabalık. Hem de pazar günü. Fitness'a gidersem bugün eğer -o da ayrı olay- klimalar var alttan soğuğu veriyolar salona. En eğlendiğim şey, havlumu klimanın üstüne koyup serinletiyorum sonra enseme koyuyorum mis gibi oluyor. Sonrasında üşütme riski var da o serinleme yöntemi çok tatlı bişey.
Bu havada da arkadaşlarla yapacağımız şeylerden biri ya serin serin papazın bağına gidip oturmak ya da klimalı bi sinemaya gidip film izlemek.Serinleme yöntemlerimiz böyle bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hava durumu konusunda bıkbık etmeyeceğim artık yeterince kafa ütülediğimi düşünmekteyim.
 
You're my disco,playing on the radio. | TNB